Türk savunma sanayisinin en kritik projelerinden biri olan ve “hayalet uçak” konseptiyle geliştirilen ANKA-3, gelişim sürecindeki sessizliğini bozarak önemli bir kilometre taşını daha geride bıraktı. Türk Havacılık Uzay Sanayisi (TUSAŞ) tarafından paylaşılan son görüntüler ve veriler, insansız savaş uçağının yaşadığı talihsiz kaza kırım olayının ardından sahaya çok daha güçlü ve doğrulanmış verilerle döndüğünü kanıtlar nitelikte. Paylaşılan video, projenin sadece devam ettiğini değil, aynı zamanda teknik olgunluk seviyesinin de hızla ilerlediğini gözler önüne seriyor.
Sessizlik Bozuldu: ANKA-3 Göklerdeki Yerini Koruyor
Hatırlanacağı üzere ANKA-3, geçtiğimiz dönemde yaşanan bir kaza kırım hadisesi ile gündeme gelmiş ve o tarihten bu yana projeye dair somut uçuş görüntüleri kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Savunma sanayisi projelerinde, özellikle prototip geliştirme süreçlerinde bu tür teknik aksaklıklar ve kazalar, sürecin doğal bir parçası olarak kabul edilir. Önemli olan, mühendislik ekiplerinin bu verileri nasıl analiz ettiği ve sürece ne kadar hızlı adapte olduğudur.
TUSAŞ’ın resmi hesaplarından “Geliştirme sürecinde önemli bir eşiği daha geride bıraktı” notuyla paylaşılan görüntüler, ANKA-3’ün yaşadığı olaydan dersler çıkararak, yapısal ve yazılımsal olarak güçlendiğini doğruluyor. Bu paylaşım, projenin takviminde ciddi bir sapma olduğu yönündeki spekülasyonları sona erdirirken, Türk mühendisliğinin kriz yönetimi ve teknik çözüm üretme kapasitesini de tescillemiş oldu.
46. Sorti ve Otopilot Testlerinin Teknik Analizi
TUSAŞ tarafından yapılan açıklamada, ANKA-3’ün sistem doğrulama ve tanımlama test uçuşları kapsamında 46. sortisini tamamladığı belirtildi. Bir hava aracının geliştirilme sürecinde 46 sorti, platformun aerodinamik karakteristiğinin büyük ölçüde anlaşıldığı ve artık alt sistemlerin entegrasyonuna odaklanıldığı anlamına gelir.
Daha da önemlisi, “kritik otopilot testlerinin başarıyla sonuçlandığı” bilgisidir. Otopilot testleri, özellikle kuyruksuz (flying wing) tasarımı nedeniyle uçuş kontrol algoritmaları oldukça karmaşık olan ANKA-3 gibi platformlar için hayati önem taşır. Bu testlerin başarısı, uçağın yapay zeka destekli uçuş bilgisayarının, dış müdahale olmadan stabilizasyonu, yönlendirmeyi ve seyrüseferi hatasız gerçekleştirebildiğini gösterir. Bu aşama, uçağın otonom görev icra kabiliyetine giden yolda en zorlu virajlardan biridir.
Derin Darbe Kapasitesi ve Gelecek Vizyonu
ANKA-3, sadece bir İHA değil, Türk Hava Kuvvetleri’nin gelecekteki hava harbi konseptinin “derin darbe” (deep strike) unsurudur. Düşük radar izi (stealth) özelliği sayesinde düşman hava savunma sistemlerinin içine sızma, kritik hedefleri imha etme ve Milli Muharip Uçak KAAN ile “kol uçuşu” (manned-unmanned teaming) yapma yeteneklerine sahip olacaktır.
Paylaşılan görüntülerdeki stabil uçuş karakteristiği ve iniş takımları üzerindeki kusursuz duruş, platformun gövde tasarımının ve motor entegrasyonunun olgunlaştığını işaret ediyor. TUSAŞ’ın “Yüksek teknolojiye dayalı mimarisi ve üstün performansıyla ANKA-3, TUSAŞ’ın mühendislik kabiliyetini ve üretimdeki gücünü temsil ediyor” ifadesi, projenin sadece bir prototip aşamasında kalmadığını, seri üretime giden yolda emin adımlarla ilerlediğini vurguluyor.
Bu video haberi, Türkiye’nin insansız savaş uçağı ligindeki iddiasının, yaşanan zorluklara rağmen artarak devam ettiğinin en net göstergesidir. ANKA-3, gökyüzündeki sessiz ve görünmez nöbetine hazırlanmaya devam ediyor.
Anahtar kelimeler: ANKA-3, TUSAŞ, insansız savaş uçağı, Türk savunma sanayisi, otopilot testleri, hayalet uçak, 46. sorti, sistem doğrulama, yerli teknoloji, askeri havacılık








Yorumlar