National Security Journal Analizi: F-35’i Unutun, Görünmez Savaşçı KAAN Geliyor!

National Security Journal, Türkiye'nin milli savaş uçağı KAAN'ı F-35'in ötesinde bir başarı olarak nitelendirdi.

National Secuirty Journal, Forget the F-35: Turkey’s TAI TF Kaan Stealth Fighter Is Coming

Küresel savunma sanayisi dengeleri, son yıllarda daha önce hiç olmadığı kadar hızlı ve keskin bir değişim sürecinden geçiyor. Özellikle hava hakimiyeti doktrinleri, insanlı ve insansız platformların entegrasyonu ve beşinci nesil savaş uçaklarının stratejik önemi, ulusların kaderini belirleyen temel unsurlar haline gelmiş durumda. Bu bağlamda, Türkiye’nin Milli Muharip Uçak projesi KAAN, sadece yerel bir başarı öyküsü olarak değil, uluslararası arenada güç dengelerini değiştiren stratejik bir aktör olarak konumlanıyor. ABD merkezli saygın savunma yayınlarından National Security Journal (NSJ) tarafından yayımlanan son analiz, bu gerçeği çarpıcı bir başlıkla dünya kamuoyuna duyurdu: “F-35’i Unutun, Türkiye’nin TAI TF KAAN Görünmez Savaşçısı Geliyor.”

Bu makalede, National Security Journal’ın dikkat çeken analizinden yola çıkarak, KAAN’ın teknik özelliklerini, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının yarattığı paradoksal avantajı ve Türk savunma sanayisinin ulaştığı olgunluk seviyesini stratejik bir bakış açısıyla ele alacağız.


Zorunluluktan Doğan Stratejik Özerklik: F-35 Krizi ve Kırılma Noktası

Türkiye’nin F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programından çıkarılması, o dönemde Ankara için ciddi bir hava gücü zaafiyeti riski olarak yorumlanmıştı. F-35, ağ merkezli harp yetenekleri ve sensör füzyonu ile dünyanın en gelişmiş platformlarından biri olarak kabul ediliyordu. Ancak National Security Journal’ın da vurguladığı gibi, bu ayrılık Türkiye için bir son değil, aksine stratejik özerkliğe giden yolda kritik bir başlangıç noktası oldu.

Batılı askeri analistlerin sıkça gözden kaçırdığı nokta, Türk mühendislik ekosisteminin krizlere karşı geliştirdiği reaksiyon yeteneğidir. F-35 programından elde edilen endüstriyel kazanımlar ve üretim tecrübesi, TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi) mühendisleri tarafından KAAN projesine kanalize edildi. Bu durum, Türkiye’nin sadece bir “parça üreticisi” olmaktan çıkıp, ana platform entegratörü ve tasarımcısı statüsüne yükselmesini hızlandırdı.

NSJ’nin analizinde altı çizilen “F-35’i Unutun” ifadesi, sadece bir uçak değişikliğini değil, bir paradigma değişimini simgeliyor. Türkiye, kaynak kodlarına tam olarak hakim olamayacağı, lojistik ve operasyonel kullanımı kısıtlamalara tabi olabilecek ithal bir platform yerine; her vidasına, her satır koduna ve her türlü görev konseptine hakim olduğu milli bir platformu tercih etme noktasına gelmiştir.


KAAN: Teknik Üstünlük ve Tasarım Felsefesinin Derinliği

KAAN’ın tasarım felsefesi incelendiğinde, F-35 ile F-22 Raptor arasında hibrit bir karakter sergilediği görülmektedir. F-35 daha çok bir “yer taarruz” ve “bilgi toplama” (ISR) platformu olarak öne çıkarken, KAAN hava üstünlüğü (air superiority) görevlerine daha yatkın bir gövde yapısına sahiptir.

Çift motorlu yapısı, KAAN’a F-35’in sahip olmadığı bazı kinematik avantajlar sunmaktadır. Daha yüksek itki/ağırlık oranı, daha yüksek irtifa tavanı ve potansiyel olarak daha yüksek sürat, KAAN’ı hava-hava muharebelerinde dişli bir rakip haline getirmektedir. NSJ’nin dikkat çektiği “görünmezlik” (stealth) yeteneği ise, sadece gövde geometrisi ile sınırlı kalmamakta, kullanılan radar emici boya teknolojileri ve dahili silah istasyonları ile desteklenmektedir.

Havacılık uzmanları, KAAN’ın özellikle radar kesit alanını (RCS) düşürmeye yönelik tasarım detaylarının (testere dişi kapaklar, hava alığı geometrisi, kanat-gövde birleşimi) dünya standartlarında olduğunu belirtmektedir. Bu durum, Türk savunma sanayisinin aerodinamik ve elektromanyetik analiz yeteneklerinde ulaştığı seviyenin somut bir kanıtıdır.


Sensör Füzyonu ve Aviyonik Bağımsızlık

Beşinci nesil bir savaş uçağını sadece “uçan bir metal yığını” olmaktan çıkaran asıl unsur, içindeki elektronik sistemler ve yazılımdır. KAAN, ASELSAN tarafından geliştirilen AESA (Aktif Dizinli Taramalı) radarı başta olmak üzere, BÜRFİS (Bütünleşik Radyo Frekans Sistemi), IRST (Kızılötesi Arama ve Takip) ve kaska monteli nişangah sistemleri ile donatılmaktadır.

National Security Journal’daki makale, Türkiye’nin bu alt sistemleri yerli imkanlarla üretebilme kabiliyetinin altını çiziyor. F-35 kullanıcılarının en büyük sıkıntılarından biri olan ALIS (Otonom Lojistik Bilgi Sistemi) gibi merkezi kontrol mekanizmalarının getirdiği egemenlik kısıtlamaları, KAAN’da söz konusu değildir. Türk Hava Kuvvetleri, uçağın görev bilgisayarına istediği mühimmatı entegre edebilir, tehdit kütüphanelerini dilediği gibi güncelleyebilir ve operasyonel verilerini üçüncü ülkelerle paylaşmak zorunda kalmaz. Bu, teknik bir detaydan öte, tam bağımsızlığın dijital karşılığıdır.


Milli Muharip Uçak ve İnsansız Sistemlerle Entegrasyon: Süper Güç Doktrini

Türkiye’nin hava harbi doktrinindeki en büyük yeniliklerden biri, KAAN’ın yalnız savaşmayacak olmasıdır. “Sadık Kanat Adamı” (Loyal Wingman) konsepti çerçevesinde, BAYKAR’ın KIZILELMA’sı ve TUSAŞ’ın ANKA-3’ü gibi insansız savaş uçakları, KAAN ile kol uçuşu yapacak şekilde tasarlanmaktadır.

KAAN, bir “orkestra şefi” gibi geride kalarak hedefleri tespit ederken, riskli bölgelere insansız sistemleri yönlendirebilecektir. National Security Journal gibi batılı kaynakların en çok dikkatini çeken hususlardan biri de budur. Türkiye, sadece bir uçak yapmıyor; insanlı ve insansız sistemlerin iç içe geçtiği yeni nesil bir hava harbi ekosistemi kuruyor. F-35 programında bu konsept henüz tam anlamıyla operasyonel hale gelmemişken, Türkiye’nin sahada kazandığı İHA/SİHA tecrübesiyle bu entegrasyonu çok daha hızlı gerçekleştirmesi beklenmektedir.


Ekonomik Sürdürülebilirlik ve İhracat Potansiyeli

Savunma projelerinin başarısı, sadece teknik mükemmeliyetle değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlikle ölçülür. F-35’in birim maliyetleri ve özellikle uçuş saati maliyetleri, birçok kullanıcı ülke için ciddi bir bütçe yükü oluşturmaktadır. Türkiye’nin KAAN projesi, maliyet-etkin bir alternatif sunma potansiyeline sahiptir.

NSJ’nin analizinde de ima edildiği üzere, Batı dışındaki ülkeler için, ABD’nin katı ihracat kısıtlamalarına ve politik şantajlarına maruz kalmadan tedarik edilebilecek beşinci nesil bir savaş uçağı, paha biçilemez bir değerdedir. Azerbaycan, Pakistan ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin KAAN projesine ilgisi tesadüf değildir. Türkiye, KAAN ile sadece kendi hava sahasını korumakla kalmayacak, aynı zamanda küresel savaş uçağı pazarında ABD, Rusya ve Çin’in tekelini kıran yeni bir oyuncu olacaktır.


Motor Teknolojisi ve Gelecek Vizyonu

KAAN’ın prototiplerinde kullanılan Amerikan menşeli F110 motorları, projenin erken aşamalarında güvenilir bir güç kaynağı sağlamıştır. Ancak asıl hedef, TEI (TUSAŞ Motor Sanayisi) tarafından yürütülen yerli motor geliştirme çalışmalarının sonuçlanmasıdır. National Security Journal, motor konusunun zorluğunu kabul etmekle birlikte, Türkiye’nin gaz türbini teknolojisindeki ilerleyişini (TS1400, TEI-TF6000/10000 projeleri) dikkate alarak, bu engelin de orta vadede aşılacağını öngörmektedir.

Yerli motorun entegrasyonu ile birlikte KAAN, süperseyir (supercruise) yeteneğine tam anlamıyla kavuşacak ve kızılötesi izi düşürülmüş nozül tasarımları ile görünmezlik kapasitesini maksimize edecektir.


Jeopolitik Etkiler: Bölgesel Güçten Küresel Aktöre

Türkiye’nin KAAN projesindeki kararlılığı, Doğu Akdeniz’den Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada jeopolitik dengeleri etkilemektedir. Yunanistan’ın F-35 alımına güvenerek Ege’de hava üstünlüğü kurma hayalleri, KAAN’ın beklenenden çok daha hızlı bir takvimle gökyüzüyle buluşmasıyla suya düşmüştür.

NSJ’nin başlığındaki “F-35’i Unutun” ifadesi, aslında Batı dünyasına verilmiş bir mesajdır: “Türkiye’yi dışlayarak zayıflatamazsınız, aksine kendi çözümlerini üreten daha güçlü bir rakip yaratırsınız.” KAAN, Türkiye’nin teknolojik ambargolara verdiği en sofistike ve en gürültülü cevaptır.


National Security Journal Hakkında

Haberimize konu olan analizin kaynağı National Security Journal (NSJ), uluslararası güvenlik, savunma teknolojileri ve jeostrateji alanlarında yayın yapan, analiz odaklı bir dijital platformdur. Genellikle Amerikan ve Batı perspektifinden konuları ele alsa da, son dönemde Türkiye gibi yükselen güçlerin savunma sanayisi atılımlarını objektif verilerle değerlendiren raporlara yer vermektedir. Platformun “Forget the F-35” (F-35’i Unutun) başlığıyla KAAN’a yer vermesi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi’nin küresel marka değerinin tescili niteliğindedir.


Anahtar kelimeler: KAAN, Milli Muharip Uçak, TUSAŞ, National Security Journal, F-35, Türk savunma sanayisi, 5. nesil savaş uçağı, hava üstünlüğü, stratejik özerklik, ASELSAN, TEI

yuzde100yerli.com'un kurucusu, gönüllü yazar, yerli malı hastası, yazılımcı, girişimci. Teknolojiyi ve tabii ki yerli ve milli projeleri takip etmekten büyük keyif alıyorum. Türkiye'de üretilen yeni bir ürün ve yeni bir girişim görmek mutlu ediyor, bu nedenle 2006 yılında yuzde100yerli.com'u yayına alma kararı aldım.