Türkiye’nin Öncülüğünde Tarihi Hicaz Demiryolu Canlanıyor, 13 Yıl Sonra Yeni Ticaret Koridoru Açılıyor!

Tarihi Hicaz Demiryolu canlanıyor ve 13 yıl sonra Suriye üzerinden karayolu ticareti yeniden başlıyor.

Hicaz Demiryolu Hayata Geçiriliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla, Orta Doğu’da hem tarihi bir mirası canlandıracak hem de bölgesel ticaretin dinamiklerini yeniden şekillendirecek dev bir adımın haberini verdi. Türkiye, Suriye ve Ürdün Ulaştırma Bakanlıkları arasında gerçekleştirilen teknik toplantı sonucunda, Sultan II. Abdülhamid Han yadigârı Hicaz Demiryolu‘nun yeniden canlandırılması ve 13 yıldır kapalı olan Suriye üzerinden karayolu taşımacılığının tekrar başlatılması konusunda mutabakata varıldı. Bu anlaşma, Türkiye’ye Kızıldeniz’e uzanan yeni bir ticaret kapısı açarken, bölgede istikrar ve iş birliğinin de somut bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Türkiye, Suriye ve Ürdün Arasında Tarihi Ulaştırma Anlaşması

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye, Suriye ve Ürdün arasında yapılan teknik toplantıların başarıyla sonuçlandığını ve üç ülke arasında çok yönlü bir iş birliğini içeren Mutabakat Zaptı taslağı üzerinde uzlaşıldığını duyurdu. Bakan Uraloğlu‘nun “Tarihi Hicaz Demiryolu yeniden canlanıyor” sözleriyle müjdelediği bu gelişme, bölgenin ulaştırma altyapısını entegre etmeyi hedefleyen, uzun soluklu ve stratejik bir projenin fitilini ateşledi. Bu üçlü mekanizma, sadece geçmişin izlerini yeniden canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin uluslararası ulaştırma koridorları için de güçlü bir temel atıyor.


Hicaz Demiryolu’nun Dünü ve Bugünü

Hicaz Demiryolu, sadece bir ulaşım projesi değil, aynı zamanda bir medeniyet ve inanç projesidir. 1900-1908 yılları arasında Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid‘in vizyonuyla, Şam ile Medine arasına inşa edilen bu hat, İstanbul’dan kutsal topraklara uzanan Hac yolculuğunu kolaylaştırmak, bölgenin güvenliğini sağlamak ve Osmanlı Devleti’nin bölgedeki etkinliğini artırmak gibi çok önemli amaçlar taşıyordu. Finansmanı, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların bağışlarıyla sağlanan bu proje, o dönemin en büyük teknolojik ve lojistik başarılarından biriydi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük oranda tahrip olan ve o günden bu yana tam olarak faaliyete geçemeyen hattın yeniden canlandırılması, Türkiye’nin tarihi mirasına sahip çıkma ve bu mirası modern dünyanın ihtiyaçları doğrultusunda yeniden işlevlendirme vizyonunun bir parçasıdır.


Demiryolundan Karayoluna, Akabe Limanı’ndan Kızıldeniz’e Uzanan İş Birliği

Yapılan üçlü toplantı sonucunda varılan mutabakat, projenin somut adımlarını da ortaya koyuyor. Anlaşmanın öne çıkan maddeleri şunlar:

  • Demiryolu Altyapısı Tamamlanıyor: Hattın en kritik eksiklerinden biri olan Suriye topraklarındaki 30 kilometrelik üstyapı, Türkiye’nin teknik ve lojistik desteğiyle tamamlanacak. Bu, kesintisiz bir demiryolu bağlantısı için atılan en önemli adımdır.
  • Teknik İş Birliği: Ürdün, Suriye’deki lokomotiflerin bakım, onarım ve işletilmesi konularında teknik imkanları araştırarak projeye destek verecek. Bu, hattın operasyonel sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor.
  • Kızıldeniz’e Yeni Kapı: Anlaşmanın en stratejik maddelerinden biri, Ürdün’ün Kızıldeniz kıyısındaki Akabe Limanı üzerinden Türkiye’nin bölgeye bağlantısını güçlendirecek ortak teknik çalışmaların yürütülecek olmasıdır. Bu, Türkiye için yeni bir güney ticaret kapısı anlamına geliyor.
  • Karayolu Taşımacılığı Yeniden Başlıyor: Belki de en somut ve hızlı sonuç verecek olan gelişme ise, 13 yıl aradan sonra Türkiye ile Ürdün arasında, Suriye üzerinden karayolu taşımacılığının yeniden başlayacak olmasıdır.

Suriye Üzerinden Karayolu Taşımacılığı Bölge Ticaretini Nasıl Değiştirecek?

2011 yılında Suriye’de başlayan iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye ile Ürdün ve Körfez ülkeleri arasındaki en kısa ve en ekonomik karayolu rotası kapanmıştı. Türk tırları, yıllardır denizyolu gibi daha maliyetli ve uzun süren alternatif rotaları kullanmak zorunda kalıyordu. Bu anlaşmayla birlikte Suriye transit geçişinin yeniden açılması, bölge ticareti için bir milat niteliğindedir. Bu gelişme;

  • Nakliye maliyetlerini ve sürelerini ciddi oranda düşürecek,
  • Türkiye’nin Orta Doğu pazarlarına ihracatını kolaylaştıracak,
  • Bölge ülkeleri arasındaki ekonomik entegrasyonu artıracak,
  • Bölgede normalleşme ve istikrar sürecine önemli bir ekonomik katkı sunacaktır.

Sadece Bir Tren Değil, Bölgesel Bir Güç Koridoru

Hicaz Demiryolu’nun canlandırılması ve entegre ulaştırma koridorlarının oluşturulması, Türkiye’ye çok yönlü stratejik avantajlar sağlayacaktır. Akabe Limanı bağlantısı sayesinde Türkiye, Süveyş Kanalı’na alternatif olabilecek, Kızıldeniz üzerinden Doğu Afrika ve Asya pazarlarına daha hızlı erişim imkanı bulacak yeni bir lojistik koridoruna kavuşacak. Bu proje, Türkiye’nin “Orta Koridor” vizyonunu güney aksında da güçlendiren, ülkeyi Avrasya’nın sadece doğu-batı değil, aynı zamanda kuzey-güney ekseninde de bir lojistik üssü haline getirme hedefine hizmet etmektedir.


Anahtar kelimeler: Abdulkadir Uraloğlu, Hicaz Demiryolu, Türkiye, Suriye, Ürdün, karayolu taşımacılığı, Suriye transit, ticaret koridoru, Akabe Limanı, Kızıldeniz, Ulaştırma Bakanlığı, lojistik, Orta Doğu, II. Abdülhamid, demiryolu projesi


yuzde100yerli.com'un kurucusu, gönüllü yazar, yerli malı hastası, yazılımcı, girişimci. Teknolojiyi ve tabii ki yerli ve milli projeleri takip etmekten büyük keyif alıyorum. Türkiye'de üretilen yeni bir ürün ve yeni bir girişim görmek mutlu ediyor, bu nedenle 2006 yılında yuzde100yerli.com'u yayına alma kararı aldım.